Bazid Forum Dizini Portal u Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


DOĞUNUN YÜKSELEN GÜNEŞİ DOĞUBAYAZIT
 
AnasayfaPortalLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 L E N İ N

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
eaSTBazid
Admin
eaSTBazid


Mesaj Sayısı : 127
Kayıt tarihi : 24/05/09
Yaş : 33
Nerden : Güneşin İlk Doğdugu Yer Doğubayazıt

L E N İ N Empty
MesajKonu: L E N İ N   L E N İ N EmptyÇarş. Ağus. 26, 2009 7:20 pm

LENİN
Rusya'nın Simbirsk kasabasında, 22 Nisan 1870'te Ilya Nikolayeviç Ulyanov ve Maria Alexandrovna'nın üçüncü çocukları olarak dünyaya geldi. Ailesi Rusya'nın önemli ailelerindendi. Mutlu bir çocukluk geçirdi. İlk eğitimini annesi vermiştir. Piyano çalmayı öğrenmiştir. Dokuz yaşında Simbirsk Gymnasium'una gönderildi. Okulda, ileride de olacağı gibi, hep liderdi. Her şeyi çok kolay öğrenirdi. Bu özelliği nedeniyle kız kardeşi Anna hatıralarında, baba Ulyanov'un küçük oğlu Vladimir'in her şeyi kolayca öğrenebilmesinden endişe duyduğu ve onun ileride sistemli ve ciddi çalışmayı öğrenemeyeceğinden korktuğunu yazar.
Babası Lenin'i bir devrimci olarak yetiştirmemiştir. Onun devrimci fikirleri muhtemelen, ağabeyi (Saşa) Alexander'ın Çar III. Alexander'a karşı giriştiği başarısız suikasttan sonra oluşmuştur. Ağabeyinin idam edildiği 1887 yılı Lenin'in de Kazan Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdiği yıldır. Alexander Ulyanov'un ve birkaç arkadaşının yaptığı bu eylem ülkede büyük ses getirmiş ve üniversitelerde çarlık rejimine karşı sesler yükselmeye başlamıştır. Kazan üniversitesinde de öğrenciler tarafından yapılan eylemlerin ele başını arama çalışmaları sırasında eylemciler arasında Ulyanov soyadının bulunması Lenin'in tutuklanmasına ve okuldan atılmasına yetmiştir. Okuldan atılmak Lenin'i kolay pes ettirmedi. Hukuk Fakültesine tekrar kabul edilmek için uzun yıllar boyunca mücadele etmiştir. Üniversiteden ayrıldıktan sonra entelektüel yanını geliştirmek için çalışmıştır. Zaten daha on yedisinde olan Vladimir'in kafasında tam bir devrimci kimliğin oluştuğu da söylenemez. Lenin daha sonra 19. yüzyılda yaşamış Rus aydınların ülkenin geleceğiyle ilgili fikirlerini incelemeye ve onların eserlerini okumaya başladı. Fakat bu sırada kesinlikle hiçbir olaya karışmadı. Bütün fikirleri daha on sekizinde saçlarını kaybetmeye başlayan kafasında gelişiyordu. Bu sırada annesi Maria Ulyanov da oğlunun daha fazla işsiz kalmaması için evlerini ve bazı menkullerini satarak küçük bir çiftlik satın almıştır. Bu sayede geleceğin devrim lideri kısa bir süre için bile olsa toprak ağalığı yapmıştır.
1890 yılında Lenin Hukuk fakültesine yeniden kabul edilmiş ve 1891'de okulunu birincilikle bitirmiştir. 1892'de St. Petersburg'da avukat olarak işe başlamıştır. 1893 -1895 yılları arasında devrimci çalışmalar yapmıştır. Nisan 1895'te bir grup devrimci arkadaşının da desteğiyle Avrupa'ya gitmiş ve orada Çalışan Sınıfın Özgürlüğü Grubuna başkanlık eden Plekhanov ile görüşmüş ve onu devrimci fikirlerinden yararlanmıştır. Aynı yıl Rusya'ya geri dönmüş fakat tutuklanıp 15 ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Devrimci fikirlerinden vazgeçmeyip hapishanedeki mahkumları örgütlediği için 1897 yılında Sibirya'ya sürgüne gönderilmiştir. 1899 yılında ilk makalesini Lenin takma adıyla yazmıştır. Daha sonra Ulyanov soyadını kullanmadı ve Vladimir Lenin olarak tanındı. Adını değiştirmesinin nedeni devletin tepkisini daha fazla üzerine çekmemek ve kardeşinin idam edilmesinden beri devam eden Ulyanov soyadına karşı oluşan aşırı şüpheleri artırmamak olabilir.
1900'den Bolşevik İktidarına Kadar Rusya
1898 yılında Rusya Sosyal Demokrat İşçi partisi kurulmuştu. 1903 yılında partide yol ayrımına gelindi: Lenin'in önderliğini yaptığı Bolşevikler, ( Rykov, Bogdanov, Krassin diğer kurmaylardı) ve Axelrod'un başkanlığını yaptığı daha ılımlı olan Menşevikler (diğer önemli isimler Martinov ve Martov idi) olarak ikiye ayrılmıştır.
RSDİP'nin 1903'te ikinci kongresinde, demokratik merkeziyetçilik ve devrimci-demokratik diktatörlük konularında ortaya çıkan görüş ayrılığı sonrasında, Merkez komite ve Iskra yazıkurulunda çoğunluğu sağlayan Lenin ve yandaşları Bolşevik(çoğunluk), muhalifleri ise Menşevik(azınlık) adlarıyla anılmaya başladılar. {Martinov, A. (Picker, Aleksandr Simoiloviç) (1865-1935). Rus sosyal-demokrasisi içerisinde ekonomizmin önde gelen bir temsilcisi; menşevik, sonradan Komünist Partiye katılmıştır. }
İki grup da Rusya'da Marxizmin güçlenmesi için çalışmalar yapmıştır. 1905 yılında Menşeviklerin çalışmaları sonucu daha iyi çalışma koşulları isteyen işçiler ayaklanmışlar ve Kanlı Pazar olarak bilinen günde binlerce işçi öldürülmüş ve ayaklanma bastırılmıştır. Bu olaydan sonra Çar II. Nikola Rus Meclisini (Duma) açmak zorunda kalmıştır. Lenin, ünlü; "İşçiler ya silahı ellerine almamalıydı ya bırakmamalıydı." sözünü, bu sürecin değerlendirmesi olarak söylemiştir.
1917 yılına kadar geçen süre içinde Rusya'da hiç bir iyileşme olmamış aksine I. Dünya savaşınında çıkmasıyla birlikte ekonomik durum iyice bozulmuştu. 1917 devrimlerinin ilki 8 Mart 1917'de Dünya Kadınlar Gününde işçi kadınların sokaklara dökülmesiyle başladı. Diğer işçilerin de katılmasıyla isyan büyüdü. Polis ve askeri kuvvetler de isyanı bastırmaya yanaşmayınca Çar II. Nikola tahttan çekildi (15 Mart 1917). Çar çekildikten sonra Rusya'yı liberal ağırlıklı bir yönetim kadrosu olan Geçici Hükümet yönetmeye başladı. Hükümetin ana kadrosunda Menşevikler ve Sosyalist Devrimciler bulunuyordu. Bu sırada Bolşevikler devrimle çok fazla ilgilenmiyor görünüyor ve olanları uzaktan izliyordu.
1900 yılında sürgüne gidip, 17 yılını Batı Avrupa'da geçiren Lenin 16 Mart 1917'de Rusya'ya geri döndü. Lenin'in dönmesiyle Bolşevikler yönetimi ele geçirmek için faaliyetlere başladılar. Geçici hükümetin beklenilen kadar başarılı olamayışı, toprak reformlarının yapılamayışı halkın hükümete olan güvenini kırdı ve Bolşevikler desteklenmeye başladı. 6 Kasım 1917'de Bolşevikler iktidarı ellerine aldılar. Parti hemen çalışmalara başladı. Lenin tarafından hazırlanan parti programı dört nokta içeriyordu:
birincisi aç olanlara yiyecek
ikincisi köylülere toprak
üçüncüsü Sovyetlere iktidar
dördüncüsü Almanya ile barış.
Parti bu dört noktayı çok hızlı bir şekilde hayata geçirdikten sonra iktidarı korumak için ÇEKA ve Kızıl Ordu kurduruldu. Bolşeviklerin faaliyetlerine karşı oluşan tepkiler Menşevikler tarafından da desteklenince Rusya'da iç savaş çıkmasına sebep oldu. Savaş müttefikler tarafından da yakından izlendi. Hatta Avusturya, Almanya ve Japonya Menşevikleri desteklediler. Ancak 1922'de sona eren savaşı Bolşeviklerin kazanmasını ve Lenin'in düşlediği gibi Bolşevik diktatörlüğünün ülkeyi yönetmesine engel olamadılar.

LENİN'İN YÖNETİM FELSEFESİ (LENİNİZM)
Lenin, siyasi bir lider olduğu kadar bir siyaset filozofuydu. Rusya’nın içinde bulunduğu durum ve öne sürülen çözümlerin işe yaramayışı Lenin'i daha radikal eğilimlere yöneltmiş ve acı içinde kıvranan halkın ancak komünist bir yönetimle kurtulabileceğine inandırmıştır. Lenin'e göre uğruna yaşanacak tek şey gelecek nesildir. Komünizm ise gelecek nesli bugünün adaletsizliklerinden ve eşitsizliklerin kurtarabilecek tek formüldür. Lenin başa geldiğinde tam anlamıyla mahvolmuş bir ülke ile karşı karşıyaydı.
Klasik Marxizm'e göre komünizm tarihteki gelişmelerle ortaya çıkan bir sürecin doğal ürünüdür. Marx'a göre tarihsel gelişme özel mülkiyetin gelişmesiyle ve iş bölümünün belirginleşmesiyle doğrudan bağlantılıdır. Buna göre Marx tarihi beş ana mülkiyet aşamasına ayırır. Bunlar: kabilesel mülkiyet, antik toplumsal mülkiyet, feodal mülkiyet, kapitalist mülkiyet ve komünizmdir. Komünizm devresinin başlaması için kapitalist düzenle ezilen bir proletarya(mülksüz işçiler) sınıfının olması ve onların kapitalist düzeni devirmeleri gerekmektedir.
Rusya'da durum Marx'ın ön gördüğünden tamamen farklıydı. Ezilen halkın büyük çoğunluğu köylülerdi işçi sınıfı yok denecek kadar azdı. Devrimi yapanlar da entelektüel olarak yetişmiş eğitimli insanlardı. Böyle bir ortamda Leninizm komünist devrimin eğitimli seçkin bir kesim tarafından yönetilen ele başı bir parti (Vanguard Party) tarafından yapılıp yönetilebileceğini öngörür; çünkü proletarya kapitalist sınıf tarafından ezildiğinin farkında değildir. Bu farkındalığı sağlamak partinin görevidir.
Lenin'e göre parti demokratik merkeziyetçiliğe uygun olarak yapılanmalıdır. Demokrasiye göre parti içindeki hiyerarşiye göre bütün birimler özgürce tartışabilmeli, kendilerinden yüksek birimlere önerilerde bulunabilmelidir. Merkeziyetçiliğe göre ise parti tam bir disiplin içinde çalışmalı ve alt seviyedeki birimler üst seviyedekilerin kararlarına uymalıdır. Kısaca tartışma özgürlüğü hareket bütünlüğü sağlanacaktır.
Lenin Rusya'yı yeniden yaratmaya kararlıydı. Bunu başarmak için tam örgütlenmeyi (düzenlemeyi) sağlamanın gereğine inanıyordu. 1918 yazında yaptığı bir konuşmada her şeyi düzenlemeliyiz( örgütlemeli), her şeyi ellerimize almalıyız diyerek otokratik fikirlerini gözler önüne sermiştir.
Lenin devrimin sadece tek bir ulus için değil bütün dünya için planlamıştı. Amacını şu sözlerle dile getirdi:
Dünya devrimine atlama tahtası olması için devrimi tek bir ulusta yaptık...şaşırmaz ve bilimsel olan bu öğretinin(Marxizm) tek doğru yorumlayıcıları ve sahipleri biziz...ve amacımız bunu bütün dünyaya yaymaktır.
Bu amacını gerçekleştirmek için 1919 yılında Komünist Enternasyonal (Communist International - Commintern)'ı kurdu. Lenin Avrupa'nın bir yıl içinde tamamen komünist düzene geçebileceğini düşünüyordu. Düşündüğü gibi olmadı, Komintern ajanlarının bütün çalışmalarına rağmen komünist hareketler sadece Almanya ve Macaristan'da sınırlı bir yayılma alanı bulabildiler.
Yeni kurulan Rusya için diğer devletler tarafından tanınmak da önemliydi. Lenin diplomatik tanınmayı gerçekleştirmek için 1921 yılında İngiltere ile bir ticaret anlaşması yaptı. 1922 yılında Almanya ile Rapallo anlaşmasını imzalayarak iki devlet arasındaki ticari ve diplomatik ilişkileri yeniden düzenledi. 1924 yılına gelindiğinde İngiltere, Fransa, İtalya, Çin ve çok sayıdaki başka devletler Rusya'daki Bolşevik yönetimi tanıdılar.

Yeni Ekonomik Politika (NEP)
Rus halkı Bolşevik rejimine kurtarıcı olacağı gözüyle bakmış ve rejime karşı ilk başta büyük bir tepki göstermemişti. Ancak 1921 yılına gelindiğinde parti ve çalışan sınıf arasındaki ilişkiler çok bozulmuştu. Partinin uyguladığı sert komünizme karşı halk daha liberal bir yönetim istiyordu. Menşeviklerin de kışkırtmasıyla, isyanlar çıkmaya başladı. 1921 yılının Mart ayında Kronstadt donanma üssünde denizcilerin başlattığı ayaklanma Lenin'i Yeni Ekonomik Politika NEP dediği bir dizi düzenlemeyi yürürlüğe koymaya zorladı. YEP'e göre sert komünizm uygulamalarının pek çoğu kalktı. Devlet köylüden belirli bir miktarda vergi almayı ve geri kalan ürünün köylü tarafından serbestçe satılabilmesini kabul etti. Lenin YEP'i komünizmden verilen bir taviz olarak görmüştür. Ancak o anda devrimi kurtarmak için başka bir seçenek de yoktur.
YEP beklenenden daha büyük bir başarı göstermiştir. Kısa sürede üretim Dünya Savaşından önceki miktarına yükselmiş ve ülkede ekonomik kalkınma sağlanmıştır. Lenin liberal uygulamalardan çok memnun olmasa gerekti çünkü o devrimin kendi kontrolü altında olmasını ve yine toplumun her kesiminin de partinin kontrolü altında tam bir düzenlemeye göre yaşamasını istemekteydi. Bunu gerçekleştirmek için Bolşeviklerin onuncu kongresinde, ülkedeki tek siyasi organın Parti olmasını ve diğer bütün siyasi hareketlerin ister Parti içinden ister dışından olsun yasaklanmasını istedi. Böylece Menşevikler ve Sosyalist Devrimciler kanun dışı olmuş oldu.
Partinin on birinci kongresi Lenin'in katıldığı son kongre oldu bu kongrede Stalin genel sekreterliğe seçildi ve parti içindeki gücünü giderek artırmaya başladı. Lenin, Mayıs 1922'de felç geçirdi. Bu felcin ardından birkaç kez daha felç geçirdi. Lenin daha fazla zamanının kalmadığını öngörerek 1922 yılındaki parti kongresinde 23-31 Aralık tarihleri arasında vasiyetnamesini okuttu. Vasiyetname partinin geleceği ve sonraki liderle ilgiliydi. Bu olaydan sonra 9 Mart'ta yeniden felç geçirdi. Dinlenmek için Gorki kasabasına yerleşti. 1923 yılının Ekim ayında Moskova'ya gitti ama bu onun son gezisi oldu sağlığı giderek bozulan Lenin 21 Ocak 1924 yılında 53 yaşında öldü. Lenin'in ölüm günü ulusal yas günü olarak ilan edildi. Petrograd şehrinin adı Leningrad olarak değiştirildi. Anısına ülkenin çeşitli yerlerinde anıtlar dikildi.

BAŞKA BİR LENİN
Sancılı zamanlarında uluslar hep bir kurtarıcıyı beklerler. Rusya'nın kurtarıcısı da Lenin olmuştur. Lenin devrime olan inancını hiç kaybetmemiş ve sonunda dünyadaki ilk Marxist devrimi gerçekleştirmiştir. Devrimden sonra Marxizm'in öngördüğü proletarya diktatörlüğünü parti diktatörlüğüne çevirip totaliter bir rejim kurmuş da olsa onun ana amacı gerçek bir üretici demokrasisi yaratmak ve toplumsal uyumu yakalamaya çalışmaktı. Kendisininde her zaman söylediği gibi böyle bir toplum savaşın ve ezilmenin sonu olacaktı. Devrimin başlangıcında özgür basına ve özgür konuşmaya izin vermeyi ve düşmanlarına karşı daha liberal davranmayı düşündüğü halde sıkı bir disiplin olmadan devrimi ve Sovyetleri koruyamayacağını anlamıştı. Ancak yine de intikam almaktan hoşlanmazdı; o yüzden ÇEKA’nın karşı çıkışlarına rağmen siyasi düşmanlarının Rusya'yı terk etmesine izin vermiştir.
Bilinmeyen diğer bir özelliği ise A.B.D. ile iyi ilişkiler içinde olmak istemesidir. Ulusal çıkarlarını gözeten bir lider olarak A.B.D ile olan ticari ilişkileri geliştirmek istemiştir. Bunu da şu sözleriyle ifade ediyordu:
...Binlerce traktöre, arabaya ve lokomotife ihtiyacımız var. Bu ihtiyaçlarımızı A.B.D'den karşılayabiliriz. Bu yüzden A.B.D ile ilişkiler içinde olmalıyız.
Lenin sadece politikacı değil aynı zamanda bir siyaset felsefecisidir. Otuz yıllık kariyerinde yüzlerce kitap, binlerce makale ve mektup yazmıştırbütün eserleri (Collected Works)nin beşinci baskısı 1965'te yapıldı. Eserin içinde dokuz binden fazla doküman vardır.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://bazid.forumdizini.com
 
L E N İ N
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bazid Forum Dizini Portal u Forum :: (¯`•._.•Kültür, Sanat, Edebiyat,Tarih•._.•´¯) :: Edebiyat Bölümü :: Biyografi-
Buraya geçin: